NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

BOR’DA BİR NEFES ALMAK İÇİN BİR ÖNERİ

Gittikçe zorlaşan hayat mücadelesinde hepimiz sıkıntılı anlar yaşarız. Böyle anlarda rahatlamak ve stres atmak için ailemizle, eşimizle, çocuğumuzla ya da sevdiklerimizle farklı ortamlara gitme ihtiyacı hissederiz. Şüphesiz, farklı ortamlarda bulunmak hem iç huzur hem de aile mutluluğu açısından oldukça önemlidir.

 

Peki sorma isterim “Bor’da ailenizle gidebileceğiniz, gezip eğlenebileceğiniz yerler var mıdır?

 

Zannedersem bu soruya verilebilecek yanıt “hayır” olacak. Ancak Bor’da bağı bahçesi olan pek az bir kesim “evet” diyecektir. Ya böyle olanakları olmayanlar. Onlarda varsa arabaları Niğde’ye yönelmekteler, arabaları yoksa evlerinden dışarı çıkamamaktadırlar. Düşünceme göre bu durumda genel üzerinden düşünüldüğünde “evet” yanıtı verenler mutlu küçük bir azınlık olacaktır. Maalesef gelir düzeyi düşük olan, ailesiyle gezmeye çıkamayanlar çoğunluktadır.

 

Peki bu durumda ne yapmalı, bu sorunun aşılmasında kimlere hangi sorumluluklar düşmektedir. Bu konuda belediyemize, eşanlı yapması gereken iki önerimiz var.

 

Birinci Öneri: Malumunuz olduğu üzere Bor’un merkezinde tek yeşillik alan olarak “Üstün Park” var. Ancak bu parkın şu anki durumu ve çevre düzenlemesi ile tartıştığımız soruna çözüm olacak  nitelik ve niceliğe sahip değil. Bu yönüyle, ailelerin ve özellikle de çocukların hoşça vakit geçirebileceği eğlenceli ortamdan tamamen uzak. Özellikle çocuklarımız açısından bakıldığında gayet bakımsız ve zemin olarak da tehlikeli çocuk oyun alanı var. Bakımsızlıktan ve ilgisizlikten yıpranmış, yer yer bağlantı vidaları olmayan, kir pas içinde tabiri caiz ise kırık-dökük aynı zamanda hor kullanılmış bir oyun alanı. Zemin ise parke taş örülü. Bu yönleriyle çocukların sağlıklı ve güvenli oynamasına maalesef müsait değil. Bazı mahallelerde bulunan oyun parkları da maalesef aynı durumda. Önerimiz ise bu parkın bir an önce elden geçirilmesidir. Parkın sahip olduğu ağaçlar yılların ürünüdür. Elimizdekinin kıymetini bilmek ve korumak zorundayız. Parkın çevre düzenlemesi yapılmalı ve çocuklarımız için modern ve çok çeşitli sağlıklı bir oyun alanı oluşturulmalıdır.

 

İkinci Öneri: Kayabaşı olarak bilinen Müftülük binasından Yeni Hükümet konağına kadar uzanan alanın değerlendirilmesidir. Malumunuz olduğu üzere ülkemizde bir çok şehirde çok güzel dizayn edilmiş parklar mevcut. Gezenler bilir buralarda suni kayalıklar oluşturulmuş. Sırf bu doğal görüntüyü verebilmek için belediyeler kamyonlarca kayayı taşımak zorunda kalmışlar. Bahsedilen alanın doğal yapısı düşünüldüğünde biz çok şanslıyız. Bu alana teraslar yapılsa, uygun çevre düzenlemesi yapılsa, ailelerin oturacağı kamelyalar yapılsa birde birkaç noktasına şelaleler kondurulsa ve bir de tıpkı Adana’daki Doğal Park ve Büyük Park gibi oyun alanları ve eğlence alanları yapılsa biz Borlular için gerçekten nefis bir dinlenme alanı olur. Bir de işsiz gençlerimiz için iş alanı olarak yer yer küçük büfeler yapılırsa hoş olmaz mı? Küçükte olsa işsizlik sorununun aşılmasına katkı da sağlanır.

 

Elbette bu iki öneri için söylenecek çok detay var ancak burada bahsetmek zor. Bu öneriler hayata geçirilecek olsa onlarda kendiliğinden ortaya çıkar. En azından diğer kentlerde örnekleri var. Bu tarz projeyi uygulayan yerlerden düşünce bazında fikirlerde edinilebilir. Yeter ki istensin. Hepimize düşen görev bu önerileri tartışmaktır.

Marka denildiğinde akla ilk gelen tanım “bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretlere verilen addır.”

 

Ticari anlamda kullanılan marka kavramını “kent markası” olarak yeniden ifade ettiğimizde ise şu tanıma ulaşabiliriz; “Bir kentteki şirket ve ürünlerin farklı kentlerdeki benzerlerinden ayrıştırılması, o kent ve çevresine ait karakteristik özelliklerin ön plana çıkartacak doğrultuda üretim ve pazarlama alanlarında ortak stratejilerin belirlenmesi”.

 

Buradan yola çıkarak; “Niğde Markası nasıl oluşturulabilir? ve hangi stratejiler uygulanabilir? Sorularının cevaplarını bu yazıda araştırmaya çalışacağız.

 

Niğde için markalaşma süreci ve stratejilerinin oluşturulmasında birincil faktörlerin başında “ilsel birlik” gelmelidir. İlsel birlik ifadesi, ilgili bölgedeki, “yerel yönetimler – odalar - sivil toplum örgütleri” arasındaki konsensüsü vurgulamaktadır. İlsel birliğin oluşturacağı ortak eylem platformu (ki ilsel birlik temsilcilerinin yer alacağı ayrı bir tüzel kişilik olarak yapılandılmalı)  hedefleri belirlemeli ve bu hedeflere ulaşmadaki stratejilerin tespiti için arama konferansları düzenlenmelidir. Bu aktiviteler boyunca Niğde'nin mevcut ve gelecek vaat eden özellikleri tespit edilmelidir. Bu süreçte belirlenmesi gereken en önemli noktaların başında “stratejik sektör(ler)” tespitinin yapılmasıdır. Elbette stratejik sektör(ler) seçiminde dikkat edilmesi gereken husus mevcut ve potansiyellerin doğru tespit edilmesidir. Bu noktada genel bir tespit olarak Niğde'nin deltası üç sektörden bahsedebiliriz. Bunlar; tarım-sanayi-hizmetler sektörleridir. Bu açıdan bakıldığında önerilebilecek hedeflerden biri olarak “tarıma dayalı sanayi” üzerinde durulabilir.

 

Niğde’de üretilen ürün ve hizmetlerin pazarlanmasında kullanılmak üzere ( her firmanın kendi logosunun haricinde ikincil logo olarak) Niğde Marka Logosu oluşturulmalıdır. Dikkatli bir teknikle seçilmesi gereken bu logo Niğde’de üretilen her üründe mutlak suretle yer alması sağlanmalıdır. Niğde Marka Logosu oluşturulmasındaki asıl amaç kalite garantisi imajını oluşturmak olmalıdır. Niğde Marka Logosu’nun görsel ve yazılı ulusal basında periyodik olarak tanıtılması ayrı bir strateji olarak belirlenmelidir. Bu amaçla Niğde Marka Logosu kullanan ürünlerin tanıtımına yönelik olarak Niğde’de “Fuarlar” düzenlenmelidir. Türkiye'nin büyük kentlerinde de fuar benzeri tanıtım kampanyaları yapılarak hem ticari anlamda Niğde Marka Logolu ürünler hem de Niğde’nin sosyo-kültürel özellikleri ulusal zihniyete yerleştirilmelidir. Ayrıca, dünya ile kıyaslandığında Türk insanının TV karşısındaki geçirdiği zamanın oldukça yüksektir. Bu nedenle reklam yapımcılarının yanı sıra izlenme oranı yüksek dizi ve programların yapımcılarıyla da görüşülerek o alanlarda da Niğde Marka Logosu geniş kitlelere taşınabilir.

 

Türkiye’deki tüketim alanındaki “yeni trendler” dikkatli biçimde takip edilmesi için ilsel birlik tarafından oluşturulacak “Araştırma ve Geliştirme (AR-GE)” birimleri oluşturulmalıdır. Bu birimler mevcut ve potansiyeller üzerinde hem üretim hem de pazarlama konularında firmalara destek sağlamalıdır. Elbette AR-GE birimleri ürün geliştirmede ve noksanlıkların giderilmesinde önemli bir aktördür.

 

Niğde Markası neyi sunacaktır? Şüphesiz Niğde'nin ekonomik hayatına ciddi katkı sağlayacaktır. Çünkü, Niğde Marka Logosu’nun güçlü biçimde ulusal piyasaya yerleştirilmesi beraberinde hem il içi yatırımcıların mevcudiyetini ve potansiyelini artıracak hem de il dışı yatırımcıların dikkati bölgeye çekilecektir. Onlarda bu logoyu kullanabilmek için yatırımlarını (sağlanacak özel teşviklerle ki belediyeler bu konuda çok cömertkar tavır içindedir) bölgeye kaydıracaktır. Buda bölge ekonomisine canlılık sağlayacağı gibi işsizliğe de çözüm olacaktır.

 27/10/2006 (tarihli www.nigdehaberci.com sitesindeki yazım)

© 2013 Tüm Hakları Saklıdır.

Ücretsiz web sitesi oluşturun!Webnode